
Perspektif Çizimleri (28)
Görsel sanatlarla ilgili deneyimler, çoğunlukla, doğal olarak sağ beyinde olduğundan bu tür deneyimler büyümede, yetişmede, gelişimde ve bireyin eğitiminde bir dengeyi sağlamakta, bunlara okul müfredat programında oldukça fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu alanda araştırmalar yapan Robert Masters ve Jean Houston, teşvik edici bir görsel sanatlar programına bir çocuğun girememesinin onun “sistematik bir biçimde içinde dünyayı algılayabileceği yolların birçoğundan koparılması” demek olduğunu iddia etmektedirler.
Birçok araştırmacı da eğer beynin kritik büyüme atılımları sırasında gelişmemişse hiçbir şekilde öğrencilerin belirli bir sanatsal eğilime sahip olamayacakları -ki bir daha gelişmesinin mümkün olamayabileceği- beyin dolaşım devresinin ileriki zamanlara ulaşmasının zor ola cağı konusunda görüş birliği içindedirler.
Nitelikli bir sanat eğitimi, belirli değerlerin taşıyıcısı, çağın gelişen ve değişen şartlarına göre kendini yenileyebilen bir müfredat (öğretim) programı ile mümkündür. Müfredat programları, çocuğu/genci tanıyan alanında uzman eğitimciler tarafından hazırlanmalı, seviyeye uygun, kültürel değerlerin taşıyıcısı, çağın gelişen değerlerini içinde barındıran, yaratıcı, yapıcı ve üretken gençleri yetiştir meye yönelik olmalıdır. Nitelikli bir sanat eğitimi programı çocuğu/genci tek yönlü geliştirmeyi hedeflememelidir.
Sanat tarihi ile kendi kültürünü ve dünya sanatını tanıtmalı, eleştiri ile sanat eserlerini anlayabilme özelliği yüklemeli, estetik ile sanatın ve güzelliğin doğasını anlama ve sorgulama yetisi kazandırmalıdır.
Uygulama çalışmalarında, tasarım eleman ve ilkelerini kullanarak, önce görmeyi, sanatsal tekniklerle kendini ifade edebilmeyi ve yaratıcılığını geliştirmeyi hedeflemelidir. Yine sanat eğitimi programlarında müzede eğitim yer almalıdır. Sanatın, tarihin, kültürün, bilimin, kısacası yaşama ait, geçmiş, bugün ve yarının izlerinin yaşatıldığı müzeler en önemli öğrenme mekânlarıdır. Sanat eğitimi programları içerisinde yer alan konulara ait öğrenme de en verimli müzelerde gerçekleşebilir.
Müzede gerçek objeler (sanat eseri, tarihi eser, etnografı keser vb.) karşısında, görerek, duyarak, uygulayarak hatta yaşayarak gerçekleşen öğrenme daha istekli, heyecan verici ve kalıcı olur. Programda yer alan uygulamalar, seviyeye uygun konu ve tekniklerden oluşmalı, öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirmeyi hedeflemelidir.
Öğretim yöntemleri salt klasik yöntemlerden oluşmamalı, çağdaş, öğrenci merkezli yöntemler de yer almalıdır. Ders kapsamında projeler yaptırılmalı, seminerler düzenlenmeli, öğrenciler bazen farklı mekânlarda eğitim görmelidir. Böylece dersler monotonluktan uzaklaşır.
Öğretim programında, öğrencinin aktif katılımının sağlandığı, araştırma yaptığı, birbirleriyle fikir alış verişinde bulunduğu, sorumluluğu paylaştığı, sunduğu grup projeleri yer almalı; öğrencilerin algısal, yorumsal, çözümsel yetilerini geliştirme hedeflenmelidir.
Etkili bir sanat eğitimi etkinliği, yeterli programlar geliştirilmesi kadar onu uygulayacak olan öğretmenlerin, sanat eğitimcilerinin gerekli bilgi ve anlayış ile donatılmış olmalarına bağlıdır. Yararlı bir sanat eğitimi programı geliştirecek olanın, sağlam bir sanat felsefesi bilgisinden hareket etmesi zorunludur.
Öğret menin böyle bilgilere sahip olmasından çok öncelikle sanat etkinliğinin yararına inanması, böyle bir anlayışı geliştirmiş olması gerekir.